Botulinum toksin (btx) Nedir?
Botulinum toksin tıpta ve diş hekimliğinde nöromüsküler aktiviteyi belirli süreliğine bloke ederek çeşitli endikasyonlarda tedavi ya da kozmetik amaçlar ile kullanılan ve Clostridium Botulinum adlı bakteriden elde edilen saflaştırılmış bir proteindir.
Nerelerde Uygulanır?
Botulinum toksin günümüzde medyanın da etkisiyle sadece kozmetik alanda uygulandığı düşünülse de aslında tıpta ve diş hekimliğinde de kullanılmaktadır. Özellikle ameliyatlara alternatif olarak daha kolay ve komplikasyonsuz olması ve istenildiği zaman 6 ay gibi bir zaman diliminde geri dönüşümünün olması daha cok tercih edilmesine sebep olmaktadır. Botulinum toksin uygulamaları 3 ayrı katogoride ele alınabilir.
- Medical Botulinum toksin
Dental Botulinum toksin
Kozmetik Botulinum toksin
Botulinum toksin Hakkında Bilinen Yanlışlar
- Botulinum toksin yılan zehridir: Botulinum toksin bakteriden elde edilen saflaştırılmış bir proteindir, toksik değildir. Neredeyse bütün antibiyotikler aynı yöntem ile elde edilmektedir. Zehir içermez.
- Botulinum toksin felç yapar: Botulinum toksin verilen kaslar üç ile altı ay arasında sinirlerden uyarı alamaz ve hareketsiz kalır. Daha sonra hiçbir şey olmamış gibi eski hareketlerine devam ederler. Kalıcı bir hasar meydana gelmez. Herhangi bir alanı felç etmez.
- Botulinum toksin toksin ifadesiz bir yüz yapar: Botulinum toksin kozmetik amaçla büyük ölçüde alında ve göz çevresinde uygulanıyor. Buradaki hareketsizlik ise sadece kaşlarınızı çatmanıza engel olur ki bu sadece ifadeyi yumuşatır. Doğru doz ve doğru noktalara uygulandığında yüzde ifade bozukluğuna neden olmaz.
- Botulinum toksin sadece güzellik amacıyla kullanılan kozmetik bir ilaçtır: Aslında Botulinum toksin ilk olarak tıbbi tedaviler amacıyla geliştirilmiş bir ilaçken sonradan kozmetik alanda kullanıma girmiş ve yaygınlaşmıştır. Pek çok hastalığın tedavisinde kullanım alanı bulunmaktadır, estetik uygulamalar bunun sadece küçük bir bölümüdür.
- Botulinum toksin bir dolgu maddesi gibi dudakları, yüzü şişiriyor: Botulinum toksin verilen bir bölge şişmez. Botulinum toksin dolgu maddesi değildir. Dolgu maddeleri apayrı bir kategoride incelenmektedir.
- Botulinum toksin doğal değil ve sağlığa zararlı: Bildirilen ciddi bir yan etki veya sistemik bir zararı yoktur.
- Botulinum toksin ile kaşlar şeytan gibi kalkıyor: Bu durum tamamen uygulama tekniği ile alakalıdır. Kaşın kalkmasının istenildiği durumlarda bu etkiden faydalanılırken, istenmediği durumlarda buna uygun doz ve teknikle uygulama yapılır.
Medikal Botulinum toksin ve Gelişimi
“Botulizm” kelimesini ilk olarak 1870 yılında Alman bir hekim olan Müller Latince’deki botulus =sosis kelimesinden türetmiştir.1897 yılında “Klostridyum Botulinum” izole edilebilmiş,tıbbi olarak ilk kullanımı ise 1973 yılında Dr.Alan B.Scott tarafından gerçekleşmiştir.
- 1973 yılında oftalmolog Dr.Alan B.Scott,A Tipi Botulinum toksin’i(BTX-A)maymunlarda denemiş,1980 yılında ise insanda uygulamaya geçerek strabismus(şaşılık)giderme amaçlı kullanılmıştır.Böylelikle BTX ilk uygulamalarını oftalmolojide bulmuş,paralitik strabizm,seconder strabizm,blepharospasm(göz kapağı apraksisi)gibi olgularda olumlu sonuçlar alınmıştır.
- 15 Nisan 2002’deAmerikan Gıda ve İlaç Dairesi(FDA) BTX-A’nin orta ve ileri derecedeki kaş çatma çizgilerini yumuşattığını geçici olarak onaylamıştır.
- 1989’da ise BTX’un şaşılık,hemifasiyal spazm(yüz seyirmeleri) ve blefarospazm(istemsiz göz kasılmaları)tedavileri için FDA onayı amıştır.
- Günümüzde ise dermatoloji ve plastik rekonstruktif cerrahide,yüz kırışıklıklarına karşı başarılı kozmetik kullanımı gösterilmiş,uygulamanın hızla yaygınlaşması İtalya ve İngiltere başta olmak üzere estetik alanda noninvaziv (cerrahi olmayan)tedavileri kapsayan “medical estetik”adlı yeni bir branşın doğmasına yol açmıştır.
Medikal Botulinum toksin ile Tedavi Edilen Hastalıklar
- Bilefarospazm(Göz kapaklarının istemsiz kasılması)
- Hemifasiyal spazm (yüz seyirmeleri,tikler)
- Aksiler hiperhidroz (koltuk altında aşırı terleme)
- Serebral palsi (beyin felci)
- Multiple sklerozis (uyluk adductor kaslarının kas kontraksiyonunu azalttığı üst ekstremite spastisitesinde hareket derecesini artırdığı bildirilmiştir)
- Spasmodik disfoni(larengeal distonilerin)tedavisinde BTX deneysel ve klinik olarak kullanılmış,normal ya da normale yakın ses elde edildiği gösterilmiştir.
- Migren
- Gerilim tipi baş ağrısı
- Sırt ağrısı
- Hipersalivasyon(tükrük salgısında artış)
- Akalazya
- Miyofasiyel ağrı sendromu
- Anal fissür
Dental Botulinum Toksin Tedavileri Nedir?
Botulinum toksin dişhekimliğinde nöromüsküler aktiviteyi belirli süreliğine bloke ederek çeşitli endikasyonlarda tedavi amacı ile kullanılmaktadır.Çiğneme ve yüz kaslarına uygulanarak hastaların diş sıkmaları engellenmesi sağlanabilmektedir; ayrıca dudak kaslarına uygulanarak hastanın gülüş tasarımında Botulinum toksin’den faydalanılmaktadır..
Botulinum toksin ile Tedavi Edilen Dental Hastalıklar
- Çigneyici kas(m.masseter,m.temporalis,mm.pterygoidei med.et lat.)hipertrofileri ve hiperaktiviteleri,
- Bruksizm(diş sıkma ve gıcırdatma)
- Çene-yüz bölgesi distonileri,
- Distonilere bagli TME dislokasyonlari,
- Postoperatif mimik kas problemlerinin estetik açıdan düzeltilmesi için tek başına veya dolgu malzemeleri(kollajen,hiyalunorik asit,otojen yağ dokusu)ile kombine olarak,
- Kas spazmları,
- Tikler,
- Tükürük bezleri ile ilgili malfonksiyonlar(hipersalivasyon,Frey sendromu),
- Miyofasiyal ağrı ve diğer ağrı kontrollerinde,
- Ortognatik cerrahi sonrası m.geniohiyoideusun’un inaktive edilmesi,
- Yüz felcine bağlı asimetriler
Kozmetik Botulinum toksin Tedavileri Nelerdir?
Yüzümüzdeki bizi rahatsız eden kırışıklıklardan ameliyatsız kurtulmanın en kolay yöntemi olan Botulinum toksin, 10 yıldır güvenli ve başarılı bir şekilde kozmetikte kullanıma girmiştir.
Kozmetik Botulinum toksin Nerelerde Uygulanır?
Mimik kaslarının yıllar boyunca çalışması, üzerini örten deri üzerindeki kıvrımları belirgin hale getirir ve böylece yüzdeki dinamik çizgilenmeler ortaya çıkar. En sık ortaya çıkan dinamik çizgiler, alın, kaşlar arası, göz kenarları ve ağız çevresinde görülür. Alın ve göz kenarlarındaki çizgiler kişiye daha yaşlı bir görünüm, kaşlar arasındaki çizgiler ise kişiye çatık kaşlı, kızgın bir bakış ifadesi verir. Mimik kaslarına Botulinum toksin uygulanarak bu kasların hareketleri zayıflatılabilir, kas hareketlerindeki azalma, üzerindeki derinin, kas hareketleri ile katlanmasını ve katlanmaya bağlı çizgilenmeyi de azaltır. Bu şekilde yaşlı ve kızgın olarak görünen yüz ifadesinde de belirgin bir düzelme sağlanır. Bu kasların gevşemesi sonucunda kırışıklıklar azalır veya tamamen ortadan kalkar. Botulinum toksin tedavisine en iyi cevap veren kırışıklıklıklar alın çizgileri, göz etrafı kırışıklıkları ve kaşların arasındaki kırışıklıklardır. Botulinum toksin ayrıca gülme çizgileri, boyun ve çene kırışıklıklarının tedavisinde de kullanılabilir.
Botulinum toksin etkisi 3 ila 6 ay kadar sürer. Kazayağı bölgesi, çok hareketli olması nedeniyle Botulinum toksin’in etkisinin en erken geçtiği bölgedir. Düzenli aralıklarla Botulinum toksin’in uygulandığı hastalarda etkilerin 6-9 ay kadar sürdüğü gözlenmektedir.
Botulinum toksin’in Yan Etkileri Var mıdır?
Botulinum toksin’in etkileri az olmakla birlikte, genellikle hafif ve geçicidir. Uygulama bölgesinde nadiren hafif morarma olsa da 3-4 gün içerisinde geçer. Çok nadir olgularda Botulinum toksin uygulaması sonrasında göz kapağında hafif düşme ve ifadede asimetri olabilir. Eğer böyle bir durum olursa yapılacak rötuşlarla bunların önüne geçilmesi mümkün olabilir. Uygulama sonrası nadiren bir haftaya kadar sürebilen baş ağrısı da görülebilir.
Sonuçları Hemen Gözlenir mi?
İlacın etkisi 3 gün içerisinde ortaya çıkmaya başlar. Maksimum etkiye ise 7-14 gün içerisinde ulaşılır. Kas hareketsiz hale geldiğinde ve deri düzleşince gevşemiş ve daha genç bir görünüm elde edilir. Kaş arasındaki kırışıklıklar çok derin olduğunda, kırışıklığın tam olarak kaybolması için ilave olarak dolgu uygulamaları gerekli olabilir.
Botulinum toksin Tedavisinin Avantajları Nelerdir?
- kırışıklıkları cerrahisiz bir şekilde tedavi eder.
- anestezi gerektirmez.
- üstteki deriye zarar vermeden alttaki kası gevşeterek etki eder.
- alındaki yatay çizgileri, kaş arasındaki çizgileri, kaz ayağı çizgileri ve gülme çizgilerini azaltır ya da yok eder.
- etkileri geri dönüşlüdür.
- bazı hastalarda migrene bağlı başağrıları geçer.
Bu Uygulama En Erken Ne zaman Yapılır?
Botulinum toksin önleyici bir yöntemdir. Kırışıklık olmaya başladıktan itibaren ki bu ortalama 25 yaşında başlıyor çünkü 25 yaşından itibaren yaşlanma başlıyor. Kırışıklık oluşmaya başladıktan itibaren çünkü dikkat edin kırışıklık ilk önce aktif yani hareketle yüzünüzdeki mimik kasları çalıştığı zaman kırışıklık olur bir müddet sonra hiç çalışmasa bile o kırışıklıklar olduğu yerde sabitlenmiş olur. O hale geldikten sonra Botulinum toksin yaptırsanız bile o tek başına oluşan çizgiyi yok edemeyecektir. O zaman dolgu yapmak, lazer yapmak veya peeling yöntemleri yapmak gerekir. Fakat önceden yani 25 yaşından sonra 30 yaşından sonra kırışıklıklar henüz sabitlenmeden Botulinum toksin uygulamasına başlanırsa kalıcı kırışıklık hiç bir zaman oluşamaz. O nedenle erken dönemde tedaviye başlanması çok daha iyi olacaktır.
Terleme Tedavisinde Kullanılır mı?
Botulinum toksin, ter bezlerine uygulandığında, ter bezleri ile sinir uçları arasındaki iletim de durdurularak ter bezlerinin çalışması azaltılabilir. Vücudun en çok terleyen bölgeleri, avuç içleri ve koltuk altı bölgesidir. Aşırı terleme ve buna bağlı ter kokusu şikayeti olan kişilerin terleyen bölgelerine Botulinum toksin uygulandığında şikayetlerinde düzelme sağlanır.
Koltuk altındaki terleme sorununu ilkbahar aylarında bir kez uygulama yapıldığında bir hafta içinde o bölgedeki terlemeyi tamamen keser ve ortalama 6-8 ay gibi bir rahatlık sağlar.
Bunun yanı sıra el içi ayak terlemelerinde dünyada en etkili yöntemdir.Tek bir dezavantajı bir süre sonra etkisini kaybetmesi tekrarının gerekmesidir. Eğer uygulama düzenli olarak yapılırsa ilk yapıldığında 4 ay sürebilir sonra 6 ay ve 8 gibi her uygulamadan sonra etkisi uzayarak devam edecektir.
Uygulanamadığı Durumlar:
- Uygulama alanında enfeksiyon,
- BTX’a hipersensitivitesi olan allejen bünyeli hastalarda,
- Hamilelik ve lohusalik,
- Sistemik kas hastalıkları(myasthenia gravis),
- Aminoglikozid türü antibiyotikler, tubokurarin tipi myorelaksanlar ve nöromüsküler transmisyon ilaçları kullanan hastalarda,
- Antikoagulan tedavisindeki kan hastalıklarında,
- Dismorfobi,
- Inflamatuar deri hastalıkları olarak sıralanabilir.